Gece çökerken, şehrin simge yapıları gündüz sakinliğini bırakır ve çok sayıda üst düzey projektörün büyüsüyle aydınlatılan devasa, dinamik ekranlara dönüşür. Yükselen cepheler bazen bir yıldızlar galaksisine benzer, gökyüzünde uzanan çizgileri kalabalığın nefesini keser.
Bazen sahne, antik şehir surları ve modern binaların ışık ve gölge içinde iç içe geçtiği, bizi binlerce yıl boyunca taşıyor gibi görünen muhteşem bir tarihi parşömenine dönüşür. Şehrin ışık kirliliğinin ortasında bile, görüntüler net ve berrak kalır. Milimetrik hassasiyetli kusursuz birleştirme teknolojisi sayesinde, binanın her tuğlası ve taşı görüntünün bir parçası haline gelir. Koşar adımlarla giden bir at, çatıdan duvara "sıçradığında", tüm bina gerçekten hareket ediyor gibi görünür, yoldan geçenler bu büyülü anı yakalamak için telefonlarıyla fotoğraf çekiyor.
Kapalı mekana girildiğinde, yukarı bakmak tamamen farklı bir dünya ortaya çıkarır. Bu sürükleyici deneyim, projektörlerin hassas kalibrasyonundan gelir—her cihazın projeksiyon açısı hatası 0,5° içindedir ve renk üretimi %98'dir. Mercanın pembesi ve denizin mavisi bile mükemmel bir şekilde işlenir.
"Işık ve gölgenin binanın eğriliğiyle mükemmel bir şekilde eşleşmesini sağlamak için, binanın cephesini ve kubbe yapısını 3D modelleme kullanarak önceden tasarladık ve taradık. Sadece hata ayıklama bir hafta sürdü." Teknik lider, ekipman panosunu işaret ederek, bu proje için seçilen projektörlerin sadece dış mekan rüzgarına, yağmuruna ve tozuna dayanıklı olmadığını, aynı zamanda akıllı renk telafisini de desteklediğini açıkladı. "Örneğin, kubbenin kenarları daha koyu olma eğilimindedir, bu nedenle cihaz otomatik olarak o alandaki parlaklığı artırır ve izleyicilerin nerede oturduklarına bakılmaksızın aynı çarpıcı görüntüleri almasını sağlar."
İlgili kişi: Mr. PingQuan Ho
Tel: 86-18038098051